ONUR KOLTUK DÖŞEME KLASİK VE MODERN SALON TAKIMLARI, OTURMA GURUPLARI,KANEPELER,JOZEFİN, BERJER,SANDALYELER VE ANTİKALARINIZ İTİNA İLE CİLALANIR TAMİRAT VE TADİLATLARI YAPILIR YÜZLERİ DEĞİŞTİRİLİR . ONUR KOLTUK DÖŞEME - Forum
   
  ONUR KOLTUK DÖŞEME
  Forum
 
=> Daha kayıt olmadın mı?

ONUR KOLTUK DÖŞEME

Forum - SENİDE VURURLAR EY ACI

Burdasın:
Forum => ŞİİR => SENİDE VURURLAR EY ACI

<-Geri

 1 

Devam->


ASIMINNESLİ (Ziyaretçi)
27.12.2008 21:55 (UTC)[alıntı yap]
--------------------------------------------------------------------------------

seni de vururlar bir gün ey acı
uçuşup durduğun kanatlarından
sazın sözün türkülerin tükenir
ellerin koynunda kalakalırsın

şakaklarına kar yağıyor bilesin ey acı
gül açan yüzlerimizde
göğeriyor rengin senin de

biz seni
tâ eskiden tanırız hani
göğüslerimize taş olur inerden
avuçlarımızda hira dağıydın

al atların tan yerine ayarlanmış yelelerinde
akdeniz rüzgarlarına karışan sendin

biliyorum
hiçbir tarıh yazmayacak ve bir
sır gibi kalacak yakılan kitaplarda
göbek bağı anasından henüz çözülmemiş
bebelerimize mitralyözlerin okyanus ötesinden
ayarlandığını

seni de yakarlar bir gün ey acı
bir taptuk kul gözlerinden vurursa
parmakların eğri ağaç tutmaz
çığlıkların çağlar aşar duymazsın

ve ben biliyorum
örümceği, mağarayı, güvercini, asâyı

ve ibrahim'in baltasını
biliyorum

nereden başladı bu kesik dans
ve bu dansa karşı afyonlanmış hecin yüzlü
insanlar kim?

kim kimin yanında
kim kimin karşısında

meclis kürsüsünden konuşan bu adam kim

üsküdür kız lisesinde okuyan genç kız
çantasında kimin fotoğrafını taşıyor

kadıköy vapurunda sigara tüttüren delikanlılar
neden gülüyorlar ki

seni de vururlar bir gün ey acı
filistin'de sapan taşlı çocuklar
dalın, kolun, fidelerin, budanır
kuru bir kütükle kalakalırsın

öyle bakmayın balkonlarınızdan
fırat nehri ayrılık çıbanına tutuldu,
damarlarımızı yırtıyor
tuna nehri, onulmaz boşnak sızıları
pompalıyor yüreğimize

pilevne türküleri ağıtlara dönüşürken,
çeçenya'da yiğitler
inancın emeğin/ve aşk'ın
kılcal damarlarına ulanıp sustular...
ve ne bağdat'tan
ne şam'dan
ne mekke'den
ne diyarıbekir'den
ne istanbul'dan
ne buhara'dan
bunca telefon direğine rağmen kimse kimseyi
duymuyor

seni de vururlar bir gün ey acı
halepçe'de soldurulmuş gül gibi
bu sevdaya düşsen, sen de yanarsın
suskun, sıcak, uzun yaz geceleri

ve siz
ey analar,
hani siz, gecelerinizi böler, çocuklarınıza ninniler
söylerdiniz

hani siz, fatihler doğururdunuz...

gelin-kızların giysileri kirletildi
çocuklar hep yetim kaldı

'elem yecidke yetimen feava'

ve ben biliyorum
ben biliyorum
istanbul'un
bağdat'ın
diyarıbekir'in
mekke'nin
buhara'nın
birbirine nasıl bağlandığını, nasıl çözüldüğünü/sonra
ey insan
ey insanlık
ayağa kalk

kolları ve bacakları budanmış delikanlıları
boyunları gövdelerinden ayrılmış insanları
gözleri uyur gibi kapanmış, kan pıhtıları içindeki bu
çocukları

gelişmiş laboratuarlarınızda dikkatle inceleyin
ve bir gün
bu dünya
gül bahçesine dönecek
bunu böyle bilin/ ve unutmayın
. Ferman Karaçam


okumaya üşendim (Ziyaretçi)
04.12.2014 08:22 (UTC)[alıntı yap]
ops: ops: ops: ops: ops: ops: ops: ops: ops: ops: ops: ops: ops: ops: ops: ops: ops: ops: ops: ops: ops: ops: ops: ops: ops: ops: ops: ops: [b][i][u][quote][code]

Cevapla:

Nickin:

 Metin rengi:

 Metin büyüklüğü:
Tag leri kapat



Bütün konular: 81
Bütün postalar: 885
Bütün kullanıcılar: 86
Şu anda Online olan (kayıtlı) kullanıcılar: Hiçkimse crying smiley
 
 
  tüm 146694 ziyaretçi (412163 klik) kişi burdaydı!  
  DANIŞMA ÜCRETİ ALMIYORUZ BİLGİLENMEK İÇİN LÜTFEN BİZE ULAŞIN EMAİL: cuma_soyoz@hotmail.com TEL:0212.572.97.64 GSM:0535.924.56.94 Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol